İskoçya’nın Atina’sı Edinburgh

İskoçya’nın görkemli başkenti Edinburgh 1437 yılından beri bu görevini başarıyla sürdürüyor. Glasgow’dan sonra ülkenin ikinci büyük şehir olma gururunu da taşıyan Edinburgh, sizleri bir masalın içerisine davet eden cinsten. Ortaçağ ve Georgian döneme ait birçok yapının varlığını hala koruyor olması şehri farklı bir ruh durumuna sokuyor. Kültürel gelişmişliği, eğitim oranındaki yükseklik ve İskoçların öğrenmeye açık halleri şehrin Atina’ya benzetilmesine sebebiyet vermiş. Kuzey’in Atina’sı tabiri de bu sebeple Edinburgh için sıkça kullanılan tabirler arasında. Dünya Miras Listesi’nde yer alan şehir, sınırları içerisinde 4 adet üniversiteye sahip olmasından ötürü, tam bir öğrenci şehridir. Dünyanın en iyi üniversitelerinden ilk on içerisinde yer alan şehir, eğitim öğretim dışında gezmek, tarihsel bir yolculuk yapmak ve tabii ki dinlenmek için sıkça tercih edilmektedir. Gelin bu görkemli şehre yakından bakalım.

Görülmesi Gereken Yerler

Edinburgh Kalesi

Şehrin merkezinde bulunan bu simgesel yapı, 1000 yıldır hiçbir darbeden zarar görmemiştir. Şehrin tepesinde bulunan kaleye ulaşarak şehri ayaklarınızın altına serebilirsiniz. Kale içerisinde kralın ve ailesinin yaşadığı bilinmekle beraber 1603 yılında 1.Elizabeth’in ölümünden sonra kale daha çok askeri işleyişin yürütüldüğü bir yer haline gelmiştir. 1963 yılına kadar İskoç parlamentosuna ev sahipliği yapan yapı, günümüzde turistlerin ziyaretine açık bir şekle sokulmuştur. Kaleyi gezmek isteyenleri zorlu bir yolculuk bekliyor ama inanın bu yolculuğu çektiğinize değecek. Kalenin her yerini gezmek demek 3 saat demek. Fakat sonunda yüzünüzdeki gülücük ve öğrendikleriniz her şeye bedel olacak. Her gün sabah 9.30 ile akşam 17.00 saatleri arasında 17 Sterlin vererek ziyaret edebilirsiniz.

St. Giles Katedrali

Şehrin en gösterişli yapılarından biri olan katedral, İskoçya Kilise merkezidir. Özgün bir taç detaylı çan kulesi Edinburgh’un bilinen en güzel simgelerinden biridir. Şehrin ana caddesinde yer alan katedral o kadar büyüktür ki neredeyse yolun üçte birini işgal eder. 14.yüzyıl sonlarında yapılmış olan St. Giless Katedrali, 19.yüzyılda büyük bir restorasyon süreci geçirmiştir. Geçirdiği yenilenme üzerine 900 yıldır şehrin dini merkezi olarak kullanılmaktadır. Yenilendiği dönemde eklenen vitray camlar, katedrali Presbiteryen bir kiliseye çevirmiştir. Camlarda kilisenin ve dinin bütüncül hikayesi anlatılmakla beraber görsel olarak da dikkatleri üzerine çekmektedir.

Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi

Sıra geldi yeşilin ne renk olduğunu anlayacağınız bir yere. Kraliyet Botanik Bahçesi, geniş mi geniş bir arazi üzerine konumlandırılmış, birbirinden farklı bitki çeşitliliğin yer aldığı bir huzur yuvasıdır. 1670 yılında kurulmuş olan bahçenin kuruluş amacı şifalı bitkileri yetiştirmek ve sağlık konusunda ilerlemeler sağlamaktı. Daha sonra büyütülen bahçe zamanla 13 binden fazla bitki türünün üretildiği ve sergilendiği bir bahçeye dönüştürüldü. Bahçenin bir diğer güzelliği ise küçük dükkanlardan çeşitli tohumlar alıp, bitki çeşitliliğini dünyanın farklı yerlerinde arttırabiliyor olmanız. Nikah törenleri için de kullanılan botanik bahçesini haftanın her günü sabah 10 ile akşam 18 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Holyrood Sarayı

İngiliz Kraliyet Ailesi’nin İskoçya’da bir sarayı var. Neresi mi Holyrood Sarayı. Şehrin eski denilen bölgesinde yer alan saray, o kadar büyük ki arazinin sonu ta Edinburgh Sarayı’na kadar varıyor. 16.yüzyıldan beri aktif olarak kullanılan sarayı ziyaret etmeye her sene Kraliçe Elizabeth geliyor. Kraliçe bazı idari işleri hallettikten sonra özel törenler düzenleyerek kutlamalar yapılır. Hala böylesine aktif ve geleneklere uygun giden sarayın canlılığını yakından mutlaka görmelisiniz. 2002 yılından beri müzeye dönüştürülen saray içerisinde sanat galerileri, kraliyet ailesinin şahsi eşyaları ve birtakım özel takılar sergilenmekte. Haftanın her günü sabah 9.30 ile 18.00 saatleri arasında bu görkemli sarayı ziyaret edebilirsiniz.

İskoçya Ulusal Müzesi

Şehir kültürel ve tarihsel olarak oldukça dolu bir şehir. Bu sebeple şehirde birçok kilise, müze yer almakta. İskoçya Ulusal Müzesi de bunlardan sadece bir tanesi. İskoçya’nın en büyük müzelerinden biri olan Ulusal Müze, çeşitli koleksiyonlara ev sahipliği yapar. Arkeoloji, resim, sanat gibi birçok çeşitliliğe sahip olan yapıda, İskoçya’nın tarihiyle ilgili öğrenmediğiniz neredeyse hiçbir şey kalmayacak. Antik Mısır döneminden bile eserlerin sergilendiği bir müzeden bahsediyoruz, şaka değil! Müzeye girişin ücretsiz olduğu haberini de verelim ki haftanın her günü sabah 10 ile akşam 17 saatleri arasında müzeye gitmemezlik etmeyin.

Mary King’s Close

Eski şehir kısmında yer alan Mary King’s Close halk arasında konuşulan birçok efsane ile kendinden sıkça söz etme becerisini gösteren yerlerden. Hayalet ve cinayet hikayeleri ile insanı ürperten fakat aynı zamanda da bir merak içerisine sürükleyen gizemli bölge, yerin altına kurulmuş ev ve caddelerden oluşuyor.Biraz korkutucu gelebilir ama bölgenin artık turistik bir alan olduğunu unutmayın ve ziyaret etmezseniz aklınızda kalacağını da kendinize hatırlatın.

Edinburgh'ta Yeme İçme

Edinburgh demek çorba konusunda usta demek. Cock A Leekie adlı çorba pırasa, tavuk ve patatesin mükemmel birleşimiyle oluşturuluyor. Dilerseniz içine kırmızı et veya balık eti de katıp servis edilen çorba koca bir öğün niteliğinde. Haggis, geleneksel yemeklerde bir numarayı çekmekle beraber kuzunun karaciğeri, kalbi ve akciğeri kullanılarak yapılan bir yemek türü. Bu etler kıyma haline getirilerek yulaf ve sebzelerle birleştirilerek muhteşem bir işkembe çorbası haline getiriliyor. Bu leziz yiyeceklerin üstüne kremanın içerisine çikolata, kuru meyveler karıştırılarak yapılan Cronachoan da bir güzel gider ki sormayın!

Ulaşım ve Konaklama

İstanbul’dan Edinburgh’e direkt olarak gidebilmeniz mümkün. Sizlerin muhteşem manzaralara ulaştıracak yolculuk ise dört buçuk saat sürüyor. Şehir eski ve yeni olarak iki bölgeye ayrılıyor. Bizden size tavsiye şehrin eski denilen bölgesinde kalmanız. Burada kalmak sizi hem bir dönem filminin içerisinde hissettirecek hem de gezilecek tüm noktalara çok daha kolay ulaşabileceksiniz. Şehirde konaklama tam bir cep dostu. Yerine göre 10 Euro’dan başlayan fiyatlarla konaklama imkanınız mevcut. Çok heyecanlı değil mi?